-
1 kulağını bükmek
предостерега́ть; предупрежда́ть -
2 kulağını bükmek
to admonish -
3 kulak
у́хо (с) ушко́ (с)* * *озвонч. -ğı1) у́хоkulak kiri / mumu — ушна́я се́ра
kulak yolu — анат. слухово́й кана́л
yelken kulak — больши́е оттопы́ренные у́ши
2) слухkulak ağırlığı — тугоу́хость
kulağı ağır — туго́й на́ ухо
kulağı ağır işitmek — пло́хо слы́шать
kulakları ağırlaşmak — стать туги́м на́ ухо
kulağını açmak — внима́тельно слу́шать; слу́шать во все у́ши
3) (тж. balık kulağı) жа́бры4) коло́к ( музыкального инструмента)••- kulağını bükmek
- kulağına çalınmak
- kulağını çekmek
- kulak çınlamak
- kulakları çınlamak
- kulağını çınlatmak -
4 admonish
uyarmak, hafifçe azarlamak, kulagini bükmek
См. также в других словарях:
kulağını bükmek — (birinin) bir sorun karşısında dikkatli davranması için uyarıda bulunmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kulak — 1. is., ğı, anat. 1) Başın her iki yanında bulunan işitme organı Kulaklarımın uğultusu içinde, söylediği lakırtıların hiçbirini duymuyordum. H. C. Yalçın 2) anat. Bu organın, sesleri toplayıp içeriye almaya yarayan dış bölümü Elleriyle… … Çağatay Osmanlı Sözlük